Markiz Pastahanesi Tam 40 Sene Boyunca İstanbullulara Hizmet Etti

Şehirleşmenin, modernleşmeyle paralel ilerlediği 19. Yüzyılın sonlarında kahvehaneler dışında şehrin yeni bir sosyalleşme mekanı vardı.
Özellikle Levanten ve gayrimüslim azınlığın ikamet ettiği Pera bölgesi yani Grand rue de Pera, şehirde lüks tüketimin başladığı likörün, çikolatanın Osmanlı insanıyla tanıştığı bir konumdaydı.
Markiz Pastahanesi
1840 yılında açılan Şark Aynalı Pasajı, 1940 yılında efsanevi Lebon Pastanesi’ne ev sahipliği yapmaya başlar. Lebon burayı boşaltınca, Avedis Ohanyan Çakır eşinin de birikmiş parasını kullanarak aynı dükkanı kiralar.
Paris’in en güzel çikolatacılarından “Marquis de Sevigne” den aldığı ilhamla isimlendirdiği Markiz Pastanesi’ni hayata geçirir.
Avedis Bey’in titizliği ve ince zevki meşhurdur; kırmızı ve yeşil kadife sandalyeler, Limoges ve Havilland porselenler, Christofle gümüş takımlar, Belçika’dan sürahiler ve bardaklar, Fransa’dan pastacılık ekipmanları, en ehil ustaya yaptırılan ince iş kartonpiyerler, Mazhar Resmor tarafından yapılmış vitraylar, J. A Arnoux tarafından yapılmış Art Deco tarzı nefis fayans panolar ( İlkbahar ve sonbahar panoları mevcut olup, yaz panosunun kaldırıldığı, kış temalı panonun ise İstanbul’a getirilirken kırıldığı iddia edilmektedir. )
Özen sadece dekorasyonda değil yiyeceklerde de devam ediyordu. Avedis Bey köftesini bile sadece bonfile etten hazırlayan, her ürünün en iyisini sunmaya çalışan bir mükemmeliyetçi idi.
Çikolataları ve meyve şekerlemeleri (fruit glacee) üst düzeydeydi. Çelik Gülersoy bu şekerlemeleri şöyle tarif etmiş; “Her biri süslü bir kapıdın içine oturtulmuş o soylu yeşil incirlerin ve turuncu portakal kabuklarının görüntüleri, birer natürmort resim gibiydi.”
Markiz’de serviste de kusursuzluk şart idi. Daha disiplinli olduklarını düşündüğü için, Avedis Bey’in sadece kültürlü Garson tercih ettiği ve garsonları her sabah tepeden tırnağa teftiş ettiği söylenir.
Markiz Pastahanesi Tam 40 Sene Boyunca İstanbullulara Hizmet Etti.
…