Holuvyud Oyuncusu Pierce & Keely’nin kısa hikâyesi
Değerlendirme, Yadigar Gidici
O, James Bond’du.
Çekici, zarif, milyonlarca insanın arzuladığı biriydi.
İstese herkesi elde edebilirdi,
ama o Keely’yi seçti.
Ve onu herkesin aksini beklediği bir anda seçti…
Ve onu her gün yeniden seçti, otuz yılı aşkın bir süre boyunca.
Keely, onun ilk aşkı değildi.
Ondan önce Pierce, Cassandra ile evliydi —
korkularını kıran, ona sevmeyi öğreten kadın.
Ama hayat bazen acımasızdır…
Cassandra’yı bir kanser aldı elinden,
onu bir enkaz hâlinde, dul ve yıkılmış bıraktı.
Böylesi bir boşluk, birçok insanı sonsuza dek kaybettirir kendine.
Ama o… kalbini yeniden açmayı seçti.
Ve Keely, hayatına girdi.
Keely sadece “bir sonraki” olmadı.
O, onun demiri attığı limandı.
Arkadaşıydı. Sırdaşıydı.
Geçmişini kabullenip, geleceğini inşa eden kadındı.
1994’ten beri hiç ayrılmadılar.
Kahkahalarda, ama en çok da fırtınalarda.
Birlikte çocuklarını büyüttüler.
Birlikte yeni kayıpların üstesinden geldiler —
bunlardan biri de, Cassandra gibi kansere yenilen evlatlık kızıydı.
Acıya, şöhrete, yargılanmalara birlikte göğüs gerdiler…
Hatta Keely’nin dış görünüşüne yöneltilen acımasız yorumlara bile.
Bazıları onun bir dergi kapağından fırlamış bir kadınla birlikte olmasını beklerken,
Pierce sadık kaldı.
Ve onu her zaman yürekten gelen sözlerle savundu:
“Vücudundaki her kıvrımı seviyorum.
O, çocuklarımın annesi, hayatımın aşkı.
Onu ilk tanıdığım günden bile daha çok seviyorum bugün.”
Onların hikâyesi değerli.
Çünkü arzunun gelip geçici ateşine değil,
gerçek bir bağın sağlam temellerine dayanıyor.
Birbirinin yerine sevgililerin geçtiği bir dünyada…
Pierce, onun ruhunu gören kişiyi seçti.
Ve işte bu… her gün karşımıza çıkan bir aşk değil.
Her ilişkinin bir hikâyesi vardır.
Her aşkın, kendi savaşı.
“Gerçek aşk, mükemmeli aramak değildir…
Eksikleri kucaklayıp, kalmayı seçmektir.”
Pierce & Keely’nin kısa hikâyesi.
Netten Alıntı