Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 25 °C
Az Bulutlu

Haftanın Filmi | Hudutların Kanunu | Film Değerlendirme: Ahmet Alan

Haftanın Filmi | Hudutların Kanunu | Film Değerlendirme: Ahmet Alan

Sınırın, Toprağın ve  Vicdanın Hıkâyes

1967de Lütfi Ö. Akad’ın yönetmenliğini yaptığı, senaryosunu Yılmaz Güneyin kaleme aldığı Hudutların Kanunu, Türk sinemasında toplumsal gerçekçiliğin en çarpıcı örneklerinden biri olarak öne çıkar.

Urfa ve Mardinde çekilen film, yalnızca kaçakçılığın hikâyesi değildir; sınır köylülerinin yoksulluğu, toprak ağalarının düzeni ve devletle birey arasındaki bitmeyen çatışmayı gözler önüne serer. Gösterildiği dönemde dikkat çekmiş, Antalya Altın Portakalda En İyi İkinci Film” seçilmiş ve Güneye En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü kazandırmıştır. Fakat 12 Eylül sürecinde kopyalarının yakılmasıyla uzun yıllar gölgede kalmış, ancak Martin Scorsesenin kurduğu Dünya Sinema Vakfı tarafından restore edilip 2011 Cannes Klasikler bölümünde yeniden seyirciyle buluşabilmiştir.

Film, topraksız köylülerin tek geçim kaynağına dönüşen sınır kaçakçılığını anlatır. Devletin gözünde bu insanlar birer suçludur. Oysa köylülerin tek derdi hayatta kalmaktır. Köydeki komutan, bu gidişata vicdanı razı olmadığı için bir çözüm arar: ağadan toprak kiralayarak köylüleri kaçakçılıktan çiftçiliğe yönlendirmek. Ama toprak sahibi ağa, sömürü düzenini bozacak hiçbir girişime izin vermez. Kaçakçılar çiftçi değil, onun gözünde yalnızca kullanılıp atılacak işçilerdir. Ekilen mahsullerin yok edilmesi, bu döngünün devam etmesi içindir.

Böylece film, böyle gelmiş, böyle mi gidecek?” sorusunu kırsalın aynasında sorar.

Yılmaz Güneyin başroldeki performansı, filmin bel kemiğidir.  Onun sert ama kırılgan bakışları, sınırın ölümcül gerçeğini adeta bedeninde taşır. Erol Taş, ağanın hoyratlığını klişe bir kötülüğün ötesine geçirir; onun çıkar düzenine sıkı sıkıya bağlı karanlık bir portre çizer. Genç Tuncel Kurtiz ise yan karakter olarak bile filmin ritmine derinlik katar. Pervin Par ve diğer oyuncular, hikâyeye canlı bir gerçekçilik katarken, köylülerin çaresizliğini sahici bir tonla perdeye taşır.

Akad’ın kamerası, sınır köylerinin sert coğrafyasını neredeyse belgesel bir gözle kayda alır. Geniş planlarda Urfa ve Mardinin çıplak toprakları, sınır çizgisini görünmez ama hissedilir kılar. Kaçakçıların gece yürüyüşleri, mayın tarlalarının gerilimi, köylülerin göçmen kuşlar gibi sınıra mahkûm halleri… Film, mekânı yalnızca bir arka plan değil, karakterlerin

kaderini belirleyen bir güç olarak kullanır.2. Finalde mayın tarlasında donup kalan görüntü, yalnızca bir karakterin değil, bir toplumun çıkışsızlığını simgeler.

Hudutların Kanunu, gösterildiği dönemde değer görse de uzun yıllar sessizliğe mahkûm edildi. Sansür ve unutulmuşluk onu gölgede bıraktı. Ancak yeniden gün yüzüne çıktığında anlaşıldı ki, bu film yalnızca bir dönemin değil, bugün hâlâ güncelliğini koruyan meselelerin de aynasıdır: sınırlar, sömürü düzeni, eğitim yoksunluğu, toprağın adaletsiz paylaşımı. Bugün hâlâ şu soruyu sorduruyor: Sınırları çizen kim, bu sınırların bedelini ödeyen kim?”

Hudutların Kanunu, gölgede kalmış ama ışığını mayınların arasından bile sızdırmayı başarmış filmlerden biridir.

 

 

Ahmet Alan
Ahmet Alan, Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunudur. Uzun yıllardır televizyon ve belgesel alanında çalışan Alan, birçok festivale katılan ve ödüller kazanan projelere imza atmıştır. Sarıkamış’ın Bilinmeyen Kahramanı, Ada’da 500 Yıl ve Topkapı Sarayı gibi belgesellerin yanı sıra, Boşluk ve Merasim adlı kısa filmleriyle de tanınmaktadır. Aynı zamanda bağımsız sinema üzerine deneme yazıları kaleme almakta; sinema üretimini yerelden evrensele taşıma hedefiyle çalışmalarını sürdürmektedir.
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.