Açıkkara Mizah Dergisi 88. Sayısı ile Okurlarıyla Buluşuyor

Açıkkara Yönetim; Dr. Mehmet PEKTAŞ
Açıkkara mizah dergisi 88. sayısı ile okurlarını selamlıyor. Tacettin Şimşek “Nigâr Hanım Vay” dizisine “Modacılar, Yort Savul!” isimli 19. bölümle devam ediyor. Nigâr Hanım artık bir moda ikonuna dönüşmüştür. Türkiye’deki çalışan kadınlar Nigâr Hanım’ın tarzını takip ederek giyinmeye başlarlar. Böylece Nigâr Hanım’ın markası NGR doğar. Nigâr Hanım bu marka ile şairlikte olduğu kadar stilistlikte de büyük bir yetenek olduğunu ispat eder. Sıra NGR markasına patent almaya gelince işler biraz karışır. NGR markası başka bir firma tarafından alınmıştır. Nigâr Hanım giriştiği hukuk mücadelesinden zaferle çıkar. Tacettin Şimşek bu zaferi şu satırlarla anlatır: “Türkiye’de artık yeni bir moda markası vardı: NGR.
NGR dünya çapında bir parfüm çıkarmayı da kafaya koymuştu. Bütün ürünlerin olduğu gibi parfümün de reklam ve ekran yüzü doğal olarak Nigâr Hanım olacaktı.
Sıkı dursundu İtalyanlar, Fransızlar! Ayağını denk alsındı Gucciler, Vionnetler, Channeller ve daha bilmem kimler!
Dünyanın bütün modacıları şapka çıkarmaya hazırlansındı.
Hepsine “Yort savul!” denecekti.
Nigâr Hanım, edebiyat dünyasının kraliçesi olmakla kalmamış, moda dünyasının da hâkimi olmaya geliyordu. Hem de vezinli, kafiyeli, redifli olarak, gümbür gümbür!”
Halit Yıldırım, “Bak Şu Muskanın Yaptığına” isimli serisine “Günün İlk Kuşları Kafeste” başlıklı bölümle devam ediyor. Üfürükçü Âdem Hoca’nın işleri tıkırındadır. Randevu sistemine geçtiği yetmez gibi günlük 20 kişiden fazlasına da bakmamaktadır. Âdem Bey’in çokbilmiş asistanı Mine, gelenlerin bilgilerini bilgisayara kaydeder. Sabahın erken saatlerinde kızına kısmet arayan Emine, kızı Cemile’yle birlikte kapıyı çalar. Günün ilk kuşları böylece kafese girmiş olur. Sonrası Âdem Hoca’nın psişik güçlerine kalmış.
Mehmet Pektaş, “Resmî İşler Müdürlüğü”ne üçüncü bölümle devam ediyor. “Dikkat Radar Var” başlığını taşıyan yeni bölümde bayram tatili için baldızının yanına gitmeye kalkan Necati Bey radarlarla zorlu bir mücadeleye giriyor. Ömrü boyunca trafikte 50’yi geçmeyen ve trafik cezası nedir bilmeyen Necati Bey bu bayram nasibine düşeni fazlasıyla alıyor.
Süreyya Şahin, “Medeni Hâlimiz Bildirime Kapalı” başlıklı yazısında dijital çağda bireyin “medeni hâli” üzerinden nasıl sorgulandığını ve özellikle kadınların üzerindeki baskıyı ele alıyor ve yazısını şu satırlarla bitiriyor: “medeni hâlimiz; bildirime kapalı. Medeni olmak; başkasının hayatını merak etmemek, irdelememek ve mobese gibi yedi yirmi dört izlememektir. Ve evet, hâlâ bazı değerlerin hatırını taşıyanlar için bir söz daha var; eskiden medeni hâl bir durum değil, bir duruştu. Kimseyi ilgilendirmeyen şeyler kimseyi ilgilendirmez.”
Fatma Uçarlar “Biri Taşralı mı Dedi?” isimli yazısıyla Burdur’da görev yaptığı yıllarda, soğuk bir pazar günü evine davet ettiği köylü kadınlarla yaşadığı sıcacık bir anıyı anlatıyor. Misafirperverlik, samimiyet ve taşra insanının inceliği iç içe geçerken ayakkabıların dışarıda bırakarak gösterilen nezaket, modernliğin unutturduğu değerleri hatırlatıyor.
Hacı Musa Tuncer, halk dilini başarıyla kullanarak Unçuluk Anşa ile Bedirik Hörü’nün hikâyesini anlatmaya devam ediyor. Kendinden geçmiş hâlde köye dönen Cuma’nın hâli karşısında Köstek Remzi’nin feryadı, Unçuluk Anşa’nın kararlılığı ve köy halkının tepkileri taşranın adalet duygusunu ve dayanışma refleksini ortaya koyuyor.
Salman Kapanoğlu öğretmenlik hayatındaki anılarını anlatmaya devam ediyor. “Aşk Bir Turşu Suyudur” ve “Sen Bildiğini Yaz” isimli anılar, Kapanoğlu’nun hazırcevaplığını ve kıvrak zekâsını bir kez daha gösteriyor.
Orhan Seyfi Orhon “Semtlerin Güzelleri”, Aslan Avşarbey “Karşı Köy”, Hızır İrfan Önder “Eli Balta, Dili Yılan”, Nurgül Kaynar Yüce “Felek”, Mustafa İmir “Beddua-Soyun Kurusun”, Yemliha Gürlek “Oğul”, Bekir Oğuzbaşaran “Zaman Tutulmuş Ayna”, M. Burak Tunay “Tenha Islıklar: Gibi”, Memik Kömekçi “Yastık Altı”, Kaan Ramazan Çakalı “Derdimi Sana Anlatamadım”, Mehmet Ali Var “İtin Sözü Geçiyor”, M. Nihat Malkoç “Kusur Bakan Gözlerdedir”, Hökkeş Hartlap “Atışma” isimli şiirleriyle Açıkkara sayfalarından okura sesleniyor.
Derginin aylık olarak mail adresinize gelmesini istiyorsanız acikkaradergi@gmail.com adresine bir mail atmanız yeterli. Ayrıca derginin tüm sayıları www.acikkara.com sitesinde erişime açık.