Adolf Hitler’in Aşk Hikayesi | Merve Çapan

Bugün hayatta en değerli ve özel güzelliğimiz aşkın en kötü ve unutulmazlarından Eva Braun ve Hitler olayını yazmak istedim.

”Eva demek Hitler demek, Hitler demek de Almanya demekti.”

Hitler’in Karısı Eva Braun

Hitler’in ilk sevgilisi Gali ile Hitler arasındaki ilişki, bir hiddet fırtınasının ardından sona ermişti. Gali, bir gün hüzün içinde ölü bulundu ve bu olay, ilişkilerin içinde bulundukları karmaşık durumu aydınlattı. Bu ilişkilerin sonlarının ölümle noktalanması, Hitler gibi bir caninin ruh halini düşündüğümüzde hiç de şaşırtıcı değil. O sırada Hitler, 40 yaşındayken, Eva ise sadece 17 yaşında masum bir kızdı. Eva’nın Hitler’e olan bağlılığı, onu hem cennet gibi görünse de bir o kadar da bir cehenneme sürüklemişti. Güç ve para peşinde koşan bir kadın olarak değerlendirilemeyecek kadar genç, sadık ve karmaşık bir ruh yapısına sahipti.

O yıllarda, Hitler daha henüz yükseliş döneminde değildi; “Herr Woolf” adıyla anılıyordu. Eva, onun büyüleyici karizmasından etkilenmişti ve bu derin etki, ona yalnızca acı dolu bir ilişki sunmakla kalmadı, aynı zamanda ruhunu da tüketmeye başladı. Bu zavallı aşık, Eva ve Hitler, asla bir çift olarak toplumun karşısına çıkmadı. Hitler, kadınların ilgisinin kaybolmasından korkuyordu; bu nedenle, onu gizlemek ve saklamak zorunda kaldı. “Almanya ile evliyim” dediği anlarda, Eva, duvarlarla çevrili bir hayat yaşıyordu. Sosyal hayattan uzak, saplantılı bir aşkın pençesinde kıvranıyordu. Günlerini kitap okumak, spor yapmak ve köpekleriyle vakit geçirerek geçirirken, içindeki yalnızlık derinleşiyordu.

Bir Gönüllü Tutsak

Eva, içsel bir tutsak olarak, dört duvar arasında sıkışıp kalmıştı. O dönemin Almanya’sında, kadınlar için makyaj yapmak, sigara içmek ve alkol kullanmak yasak gibi görülüyordu; ancak Eva, bu kuralların hepsinin dışına çıkabiliyordu. Bir akşam yemeğinde, Hitler ona rujunu peçeteye silmesini istedi ve gülerek, “yakında o ruj, ölü askerlerin bedeninden yapılacak” demişti. Bu acımasız sözler, Eva’nın ruhunu daha da derin yaralarla sarıyordu. Hitler, sık sık Eva’ya kötü davranıyor ve aldatıyordu.

Eva’nın ruh durumu, bu hasta ilişki nedeniyle moralleri alt üst olmuştu. Bir sabah, babasının silahını göğsüne dayayarak intihar girişiminde bulundu. Bu trajik deneme, Hitler’in egosuna besleyici bir katkı sunmuştu; ona çiçekler ve özür mektuplarıyla döndü. Eva’nın her intihar girişimi sonrasında, Hitler ona daha çok değer veriyordu. Onun bağımlı ruh hali, ilişkilerini daha da karmaşık hale getiriyordu.1933 yılına gelindiğinde, Eva Braun, Hitler’e ulaşamadığı için derin bir depresyona girdi. Bir gün, “Tanrım, bu günde ondan haber alamadım. Bu sefer bu işi bitireceğim,” dedi. Hayatını 35 hap ile hiçe saymaya çalıştı, ama bu girişimi de başarısız oldu. Hitler, ona sunduğu maddi imkanlarla bu durumu düzeltmeye çalışan bir dizi iyileştirici çiçek sunuyordu.

Savaşın sonlarına yaklaşırken, Kızıl Ordu, Berlin’in kapısına dayanmıştı. Eva, Führer olarak gördüğü Hitler ile birlikte ölme kararlılığı içinde Berlin’e doğru yola çıktı. Hitler, Eva’yı kaçması için ikna etmeye çalıştı; fakat Eva, kendini büyük aşkının kollarında görüyordu. Sadece birkaç saat içinde, evlendiler ve birbirlerine olan saplantılı sevgilerini daha da pekiştirdiler.

Aşkın Sonu

30 Nisan 1945 günü, bu saplantılı ve hastalıklı aşkın son günüydü. Eva, siyanür kapsülünü ısırdı ve Hitler, sağ şakağından kendine kurşun sıktı. Hitler, 2. Dünya Savaşı’nın sonucunun kendisi için ne anlama geldiğini anladığında, Eva’ya yazdığı mektupta “Seni ilk gördüğüm andan itibaren her yerde, ölüme giderken bile takip etmeye karar verdim. Senin aşkın, yaşamamın yegane sebebidir” sözlerini yazdı.

”Bu cani diktatörün, masum milyonlarca insanı akıl almaz yöntemlerle öldüren Adolf Hitler’in hayatındaki en temiz, en beklentisiz ve en hak edilmemiş sevgi, Eva’nınkidir.

Haber Kaynağı://haberkontak.com/

…