Antakya’m | Mehmet Mevlüt Bulanık

İçimde sessiz duvarlar yıkılıyor
Yüzümde çaresiz bedeli ağır bir sabır
Karanlığı yırtar sesim ah!
Kulaklar sağır.
Ben ağrılı öfkemi kusayım Antakyam
Sen Şubat yüzlü korkuları…
Yıldırımlardan önce giden sesimi topla
Savrulduğum duvarlarda kalan izimi
Dağdan dağa dizili çığlığımı topla.
Ecelsiz ölüm düşlerim
Kurşundan ağır
Asi boynuma boynuma dolanır,
Acı ve kahır
Doruk tırmanır
Can pazarında
Cellat olmuş saatler
Kana uyanır.
Biri dışarıda iki yanım var
Çok canım
Korkuya bulanır
Göğsüme doğurgan bir karanlık yamanır.
Acının rengini düş tarihe Antakyam
Buz ikliminde
Duvarlar ardında kalmışım
Bir elim bir elimi tutamaz
Kuyular karanlığa dar
Gözlerim göz arar,
Omuzladığım Habib Neccar dağı
Kucak kucağa Amanos’lara kadar yar
Yaşadığım binbir geceli masal
Yaprak yaprak,
Aklımdan kaçar…
Mehmet Mevlüt Bulanık
…