Cennete Mektuplar | Yılmaz Pirinççi

Söz öyle birden
Öyle olur olmaz bir yerde biter ki.
Derin bir mezar sessizliği çöker üstüne.
Sırası mıydı be kadın.
Beni böyle bir başıma bırakmaya nasıl kıydın.
Nasıl elverdi gönlün söylesene
Niye hep yarım kalıyor sevmelerim
Gülüşlerim niye hep vurgun yiyor
Ahhh
Ulen dağ olsa dayanmaz
Sözün vardı.
Alıp cimcimeleri gelecektin papatya zamanı
Denizde kahkahaların bini bir para
Birde şarkılar söyleyecektin bize.
Sonra karşılıklı şiirler okuyacaktık gözlerinin ışığında
Çocukların bakışlarından uyku akarken okkalı bir kahvenin telvesine düşecekti yüreğin
Balonlar uçuracak
Kim bilir belki öpüşecektik.
Yardım derneği için aradığında ne çok gurur duymuştum seninle.
Kim bilir kaç yetimin saçlarına değmişti ellerin.
Kim bilir kaç ölüm sancısını gülümsemeye çevirmiştin o çocuklara bakarken.
Gittin işte.
Bir daha hiç kimse sen gibi taramayacak cimcimelerin saçlarını.
Bir daha hiç kimse sen gibi sarılmayacak
Kimse sen gibi kokmayacak.
Bir daha hiç kimse adam demeyecek bana
Bir daha hiç kimse bu dünyanın babasını da ben satacağım demeyecek
Ahh be kadın.
Bu kadarda erken gidilmez ki.
Ne diyeyim.
Bana yetecek bir yer var mı yanında