Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 33 °C
Açık

Çocuklar Sevgiye Dahil | Tamer Dursun

01.07.2025
47
A+
A-
Çocuklar Sevgiye Dahil | Tamer Dursun

Meslek hayatımda, birbirleriyle anlaşamayan çiftlerden sıkça duyduğum sözlerden bir tanesi de “Ne yapalım, çocuğumuz için boşanmıyoruz.” dur.

Mutsuz ve umutsuz eşler.

Sevgiye dair ne varsa kırılıp dökülmüş.

İstemeden, gönülsüzce yan yana geçen giden günler, geceler.

Sohbet yok.

Sarılma yok.

Şakalaşma yok.

Baş başa verip hayaller kurma hiç yok.

Buz gibi evlerin, buz gibi insanları.

Hani bir fırsatını bulsalar, arkalarına bakmadan kaçıp gidecekler gibi.

Her gece aynı yatakta yan yana uyuyorlar ama birbirlerinden kilometrelerce uzaktalar.

Gidecekler, gitmemeliler.

Gidemiyorlar.

“Çocuklar yüzünden” diyorlar.

“Çocuklar annesiz babasız büyümesinler.” diyorlar.

Hatta

“Ortak yatırımlarımız var. İşin içinden çıkamayız.” diyenlerden tutun da  “El âlem ne der.” diyenlere kadar, çok değişik sebeplerle, birbirlerine zulüm ve eziyet olan birçok çift var.

Benim onlara sorduğum ilk soruysa “Peki, iyi hoş da, mutsuz anne babaların çocuklarına vereceği ne olabilir ki? Bunu hiç düşündünüz mü?” oluyor.

Kederli ruhlar, mutsuz yüzler, hüzünlü bedenler, yarı ölü gözler, çocuklara üzüntüden başka ne verebilir?

Sürekli şiddetin, hakaretin ve gerginliğin yaşandığı evlerde umuttan, hayalden, inançtan ve sevgiden bahsedilebilir mi?

Ne acı ki, yıllar boyu, çocukları annesiz/babasız büyümesin düşüncesiyle aynı evde tutuklu gibi kalan çiftler, o kurdukları hapishanelere çocuklarını da hapsettiklerini unutuyorlar.

Her gün kavganın gürültünün yaşandığı, sevgisiz, saygısız, yarınsız ve umutsuz aile ortamında büyüyen çocukların yaraları, travmaları, boşanmış çiftlerin çocuklardan daha derin oluyor.

Ezik bir anne,

Despot bir baba.

Ya da

Hasta bir baba,

Anlayışsız bir anne.

Nereye kadar birlikte gidebilirler?

Ve en önemlisi nasıl giderler?

Bir zamanlar,  anne ve babası, birbirine küsmüş, yirmi yıl boyunca  aynı evde tek kelime etmemiş, otuz yaşlarında bir kadın arkadaşımız vardı. Hep mutsuz ve hep yarım yamalak bir kadın. Çocuğunun başını okşarken, alışveriş yaparken, misafir ağırlarken, düğünlerde halay çekerken…Mutsuzluk ruhuna yapışmıştı. Bu kadın arkadaş bir gün bana “Keşke yirmi yıl boyunca aynı evin içinde küs kalacaklarına, ayrılsalardı. Ben de böyle bedbaht olmazdım.” dedi.

Haklıydı.

Annen var. Tamam

Baban var. O da tamam.

Ama en gerekli şey, yani sevgi yok!

Birbirlerinde sevgiyi yaşayamayan ebeveynler, çocuklarını da sevgi vermekte zorlanır. Mutsuzken mutluluğa sebep olmak zor iştir.

“Çocuğum için boşanmıyorum.” diyenler, aslında çocuklarına çok büyük bir kötülük ettiklerini farkında bile değiller.

Bedensel olarak halen bir arada olan ama ruhsal olarak, çoktan birbirlerinden gitmiş ebeveynlerden geriye etten ve kemikten başka ne kalır?

Bu durum maalesef kopan bir kolu yara bandıyla koptuğu yere tutturmaya benziyor.

O kol tutmayacak.

Kola yazık.

Kolun sahibine yazık.

Harcanan yara bandına yazık.

Eş olmak başka, ebeveyn olmak başka bir şey.

İnsan eş olmadan da annelik ve babalık görevini yetire getirebilir. İnsan eş olmaktan istifa edebilir ama anne babalıktan asla.

Ayrıca, bu zorunlu birlikten sorumlu tutulan ve sürekli “Yavrum senin yüzünden bu evliliği yürütüyorum.” denilen çocuk,  zamanla bu ağır yükü taşıyamaz ve ruhunda tedavisi zor yaralar açılır. Mutsuz bir anne ve babaya sebep olmuştur  ve bütün suç onundur.

Değerli okuyucu,

bütün bu anlattıklarımdan sonra, sözün özü, ben “Kaş  yapalım derken,  göz çıkarmayalım.” diyorum. Her ne kadar niyet iyi olsa da, bu davranış sonuçlara bakıldığında, herhangi bir cinayetten farklı değildir. Çocuk açısından baktığımızda, yıllar sonra ortada sadece, umudu, inancı, sevgisi ve çocukluğu elinden alınmış bir ceset kalır.

Elbette, ayrılıkların ve boşanmaların da çocuklar üstünde bırakacağı olumsuz etkiler de var ama eğer ayrılık döneminde profesyonel bir destek alınır ve durum çocuk(lar)a uygun bir dille anlatılır ve boşanma sürecine hazırlık yapılırsa, bu etkiler, hergün çekişmenin, sözlü ya da bedensel şiddetin ve gerginliğin yaşandığı ailelerin verdiği zarar kadar olmayacaktır.

Her yol denenmiş ama birlikte yaşama alanı inşa edilememişse ve gidilmesi gerekiyorsa gidilsin. Yok, ille de kalınacaksa da, sevgiyle kalınsın. İkisinin ortası yok, olamaz, mümkün değil.

Mutsuz ebeveynler kendi korkularına, kaygılarına ve çıkarlarına çocuklarını kurban etmemeli, etmesinler.

Özünüze rast gelesiniz.

Sevgiyle.

t a m e r d u r s u n

 

 

 

Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   http://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.