Ey İstanbul | Bektas Çağdaş

Ey İstanbul…
mutlu musun şimdi
hüzünlü bir akşam
aylardan Nisan
havada karla karışık yağmur
hani derlerya sulu sepken
aynen öyle
iliklerime işliyor soğuk
elbisem sırıl sıklam
ayaklarım donuyor
sen varsın diye
Temmuz gibi gelmiştim
bu şehre…
yolum düşer balık pazarına
yarım rakı bir dilim kavun
demine vururum gecenin
derken gözlerim dalar
mahrur uzaklara
köşe başında bekleyenim var gibi
birden sızlıyor ciğerim
vurmuşum kendimi
hüzünlü bir akşamda
Beyoğlu sokaklarına
kalabalıklar da yalnız
üzerimde yeni düşmüş
yosma ürkekliği
masamda yarım rakı
yanında çoban salata
birazda beyaz peynir
yeterde artar
ikiye bölmüşüm ne varsa
bir sana ,bir bana
hasret çeker
yürek başım
inceden inceye
kanar yaram
dost anılarına dalarken
gözlerim buğulu
yalnız ve biçareyim
anladım ki
sen olmayınca gecenin de
gündüzünde tadı yok
bu şehirde bana yabancı
üstüme üstüme geliyor yollar
binalar sırtımda geziyor sanki
masamda iki kadeh rakı
birisi senin için
dertleşiyorum
“boşa koyuyorum dolmuyor
doluya koyuyorum almıyor”
o beni hiç duymuyor…
açlığa susamış gibi
sol yanım ağrıyor biliyor musun
ne olursun bakma bana öyle
gözünü seveyim
İki damla göz yaşım
birisi senin
diğeri benim için
ah istanbul sokakları
nelere kadirsin
aglattın ya sonunda
mutlu musun şimdi
….
Bektas Çağdaş
Nisan 2012