Gazoz ve Annem | Yelda Karataş

Koca memeli bir Dilruba gazoz uzatıyor: İçtiğim en güzel serinlik. ..

Karlı bir yılbaşı gecesi
bir şişe gazoz avucumda
duvarda annemin gelinliği
Hamama meraklıydı annem. Bursa, Nazilli, İstanbul… neredeyse bütün kentlerin hamamlarına sürüklüyor beni daha üç yaşımda.
Kurna başında saçlarım bin kez yıkanıyor, sabun köpüğü kokusu hiç unutmayacağım, yeşil ve tuhaf kara.
İçinden tarak geçen kumral buklelerim kırılıyor gözyaşlarımla. Annem sırtımı keseliyor, çıkan kirlere bakıp bütün kızgınlığıyla.
Diz kapaklarıma değdikçe o sert cisim taze yaralarım kanıyor.
Konuşunca ses bir çınlıyor ki kubbede sanki tanrı ile konuşuyorum.
Ürkek kulağımı okşayan genç kızların şarkıları.
Ve henüz ergen olmamış erkek çocukların cılız bedenleri.
Hamamın sıcaklığı boğuyor. Dışarı zar zor atıyorum hislerimi!
Koca memeli bir Dilruba gazoz uzatıyor: İçtiğim en güzel serinlik.
İçeri girmeyeceğim o beyaz buhar öldürüyor beni.
Göbek taşındaki yemeklere takılıyor gözüm.
Dayanamıyorum yine içerdeyim gazozla birlikte ev sarmalarını atıştırıyorum.
Fırın ekmeğinin yanında bakır tavada kızarmış, köfteler, patlıcanlar.
Bir gazoz, bir gazoz daha serinletiyor içimi.
Gevşiyorum.
Saçlarımı kurdele ile bağlıyor annem. Yanağından öpüyorum.
buğulu eski hamamlar
buzlu gazoz tadı
kızarmış ekmek kokusu
annem dönse ne olur..
Yelda Karataş
Büyüyünce Dansöz Olucam,
2017