Haftanın Yazarı / Düşünen Düşer / Değerlendirme: Şahin Doğan

Kuğunun Son Şarkısı: Hilmi Yavuz
Bilenler biliyor, okumalarım genellikle edebiyat ve ilahiyat ağırlıklıdır. Bilhassa edebiyat ağırlıklı. Yıllar önce yoğun edebiyat okumaları yaparken Hilmi Yavuz’un kitapları çıkmıştı karşıma. Daha doğrusu kitaplarından önce ismi lazım olmayan bir gazetede çıkan yazılarını düzenli olarak takip ediyordum. Hilmi Yavuz dışında malum gazetede düzenli olarak takip ettiğim iki isim daha vardı: Ahmet Turan Alkan ve Ali Bulaç. Birini üslubu için takip ediyordum, diğerini İslamcı olduğu için. Hilmi Yavuz o gazetede iğreti duruyordu daima. Oraya göre birisi değildi, onları fersah fersah aşan biriydi. Sonra kitaplarıyla mülaki oldum. Felsefe Yazıları, İslam’ın Zihin Tarihi, Türkiye’nin Zihin Tarihi, Edebiyat Okumaları şimdilik aklıma gelenler arasında.
İslam felsefesi ile alakalı Dücane Cündioğlu ile yaptıkları bir tartışma vardı. Yazık ki bugün öyle güzel ve seviyeli tartışmalardan eser yok. İslamcı olduğum için elbette o zamanlar Cündioğlu’nu hararetle destekliyordum. Gerçi çoğu zaman şirazeden çıkıyordu ama her şeye rağmen bizdendi, bizim mahallenin sakiniydi. Okuduğum her yazara İslamcı bir paradigmadan yaklaştığım için çoğunu anlamıyordum veya yanlış anlıyordum. Sonradan derenin altında nice sular aktı. Ve anladım ki üstad Hilmi Yavuz’un bakışı çok daha evrensel, sahici ve insani idi.
Jurnal’de Cemil Meriç’in sitayişleri geliyor aklıma. Hilmi Yavuz’un Tanpınarla ilgili tespitleri özellikle hoşuma gider. Tıpkı Tanpınar gibi o da bu ülkede cemaatsiz, mahfilsiz, desteksizdir. Üç akım var bu topraklarda: sol, sağ ve orta. Nazım Hikmet sol, Necip Fazıl sağ, Yahya Kemal orta. Bu ortaya Türkiyeli, daha doğrusu Osmanlı da diyebiliriz. En az anlaşılan, değer verilen ve fakat edebi anlamda en fazla değer üreten akım. Hilmi Yavuz işbu Yahya Kemal damarını temsil ve temessül eden bir şair. Şiiri hakkında kıymet hükmü biçemem, haddimi bilirim çünkü. Ama naçizane şunu söyleyebilirim: “Kuğunun Son Şarkısı.”
(Şahin DOĞAN, “Düşünen Düşer”)