Günün Kitabı / Üçüncü Kuşakla Konuşmalar / İlhan Karaçay

Kitap tanıtımı, 1960’lı yıllarda Hollanda’ya gelen ilk Türk işçilerinin çalıştığı NDSM Tersanesi’nde yapıldı.
Üçüncü nesilden 60 Türk ile yapılan söyleşiler kitabı, Türklerde nesiller arası toplum içindeki ağırlıkları ile Kuşak çartışmalarını ortaya koyuyor.
Bir göç hikâyesi, üç kuşaktır devam eden bir kimlik arayışı ve geleceğe uzanan yeni bir ses… Hollanda’ya Türk göçünün 60’ıncı yılı dolayısıyla düzenlenen anlamlı etkinlikte, “Üçüncü Kuşakla Konuşmalar” adlı kitap, Amsterdam’da, tarihi NDSM Tersanesi’nde tanıtıldı. Bu etkinlik sadece bir kitap tanıtımı değil, aynı zamanda dört kuşağın aynı mekânda buluştuğu bir hafıza ve gelecek kurma çabasıydı.
Götüm başladı yerde Yeni Bir Başlangıç
20 Yıl önce, NDSM Tersanesinde düzenlenen törende, birinci nesil Türkler’e ödülleri verilmişti. 57 yıl önce, aynı birinci nesil, NDSM’de çalışırlarken, Atatürk Kampında şahsım ile bir röportaja katılmışlardı. Dün akşam aynı yerde üçüncü nesil Türkler ile bir toplantı yapılarak durum değerlendirilmesi yapıldı.
40 Yıl önce kapatılan Atatürk Yurdu’nun yerindeki sokağa Atatürk adı verilirken, aynı yere bir de Yurtta Sulh Cihanda Sulh yazılı bir anıt yapıldı. Hâlâ korunmakta olan bu anıt ve sokak, her yıl 10 Kasımlarda ziyaretçi akınına uğruyor ve buketler bırakılıyor.
Bir zamanlar, Türk işçilerinin ayakta tuttuğu NDSM Tersanesi, kapandıktan sonra yıkılmadı ve Belediye tarafından bir sanat-kültür yuvası haline getirildi.
Etkinlik, sadece fiziksel olarak değil, simgesel anlamda da kuşakları bir araya getirdi. Katılımcılar arasında birinci nesil göçmenlerin yanı sıra, onların çocukları, torunları ve hatta dördüncü kuşaktan gençler de vardı. Aynı salonun içinde, farklı kuşaklardan insanlar aynı hikâyenin farklı dönemlerini temsil ediyordu.
Kitap tanıtımı, 1960’lı yıllarda Hollanda’ya gelen ilk Türk işçilerinin çalıştığı NDSM Tersanesi’nde yapıldı. O dönemin “Atatürk Kampı” da yine aynı bölgedeydi.
Bugün Amsterdam Belediyesi’nin sanat merkezi olarak hizmete sunduğu bu mekânda, artık ebru ve hat sanatının temsilcisi Okan Akın’ın atölyesi de yer alıyor. Bu atölyede bir zamanlar dedelerin çalıştığı yerde, torunlar konuştu, anlattı, düşündü.