Haftanın Hikayesi | Orontes | Asi Nehri Efsanesi

|Neda Arpacı kaleminden|
Bir isyan hareketidir Orontes, aşk için ölümü göze almanın simgesidir,
tarihi binlerce yıl öncesine varan. Samandağı kayalıklarında bir ejderha yaşar ve bütün şehre korku saçar. Fırtına olur kâbus gibi çöker şehrin üstüne, deprem olur yerle bir eder. Her yıl aynı dönemde kurban ister. Halk çaresiz kurban verir her sene ejderhanın seçtiği şehrin en güzel kızını.
Kayalıklara bağlanır genç kızlar, sevdikleriyle vedalaşır, kaderine boyun eğip beklemeye koyulurlar ejderhayı. Günlerden bir gün bir güzeli ister ejderha. Haber salar şehre. “Hazırlanın” der “üç gün içinde geleceğim”. Bir kor düşer baba ocağına, bir kor sevdiceğinin yüreğine. Fırtına dolu bulutların yaklaştığı karanlık ve kasvetli bir gündür. Süslenir genç kız, papatyadan taçlar takılır kömür karası saçlarına, deniz kabuklarından kolyeler takılır ak gerdanına. Dualar edilir, ağıtlar yakılır, kayalara bağlanır genç kız. Mahşeri kalabalık o anda dağılır. Bir sevgilisi dönemez evine. Sevdiğinin kurban edilmesini yediremez delikanlı kendine. Eli kolu bağlıdır genç adamın ama kafaya koymuştur sevdiğinden ayrılmamayı. Denizin tuzlu sularına anlatır derdini köpük köpük. Yaklaşan kara bulutlara dalar gözleri. Felaket epeyce yaklaşmıştır. Kayalıklarda alır soluğu. Ejderhanın gelmesini bekleyen sevgilisini gizlice salıverir. Öyle bir sevdadır ki bu kuytularda ejderhayı beklemeğe
koyulur. Yüksek tepelerden sürünerek, önüne çıkan ağaçları devirip yıkarak gelmiştir ejderha. O anın verdiği korku ve heyecanla belinden kılıcını sökerek alır cengaver, atlar kayalıklardan aşağı.
Bir kılıç darbesi sallar ejderhanın göğsüne doğru. Kalbine isabet eden kılıç darbesiyle neye
uğradığını şaşırır ejderha. Öyle acı çeker ki kayalıkları eritir. Öyle büyük bir acıdır ki o dev
cüssesiyle Samandağı’ndan başlayıp yerleri yırtıp parçalayarak Antakya, Suriye derken Lübnan’ın Bekaa Vadisi’ne kadar gelir. Tam o sırada bir kaya ile çarpışır ejderha. Bu şiddetli çarpışmanın etkisiyle kaya yarılır ve içinden çok lezzetli bir su fışkırır. Kayanın içinden çıkan bu muhteşem su doğanın bütün kurallarını hiçe sayar. Yer yüzünde bütün sular yukarıdan aşağıya kuzeyden güneye akarken bu muhteşem su aşağıdan yukarıya güneyden kuzeye akmaktadır. Yer yüzünde akan tüm sular berrak bir renk taşırken bu su geçtiği toprakların rengini de katarak kahverengi bir renk alır.
Bereketliliğini de bu taşıdığı topraklardan alır. Cömertlikle sunar bereketini Amik Ovası’na.
Çok yakınında Kızıldeniz bulunmasına rağmen yön değiştirerek Akdeniz’e akar. Böyle konu olmuştur Orontes efsanelere. Bir rivayete göre de Hz. Musa asasını vurup Kızıldeniz’i ikiye böldüğünde yönünü değiştirdiği için Asi denmiştir.