Dolar 35,9677
Euro 37,1790
Altın 3.307,49
BİST 9.951,65
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 13 °C
Parçalı Bulutlu

Hasan Ali Yücel ile Neyzen Tevfik’le Yollarının Kesiştiği Zamanlar

Hasan Ali Yücel ile Neyzen Tevfik’le Yollarının Kesiştiği Zamanlar

1916 senesinde 19 yaşında genç bir delikanlı Erenköy’de yürümektedir. Talimgah denilen yerde bir kalabalık fark eder.

Kalabalığa yanaştıkça bir müzisyenin enstrümanından yükselen melodiyi duyumsar. Yaklaşır. Delikanlı, enstrümandan yükselen tınıya gözlerini kapatarak huşu içinde bir süre zevkle dinleyerek eşlik eder. Gözlerini açıp da kalabalığın önüne ilerleyince o cânım melodiyi çıkaranın yere bağdaş kuran bir müzisyen olduğunu fark eder. Müzisyen pistir, perişandır, berduştur. Genç delikanlı evsiz diye düşündüğü bu adamcağıza acır gözlerle bakar. Garipser de hani biraz… Öyle ya böyle berduş bir adam nasıl olur da bu kadar güzel ezgiler çıkarabilir…

Delikanlı birkaç gün sonra aynı yol üzerinden geçerken görür o müzisyeni. Her ne kadar giyiminden, kuşamından, küfürbaz halinden rahatsız olsa da acıdığı için o müzisyene para vermek ister. Müzisyen işte kendisine para vermeye yeltenen gence; “Haydi oğlum, git işine! Bak benim mataram rakı dolu. Vereceğin bu parayla git de akşama birkaç kadeh iç keyiflen. Benim paraya ihtiyacım yok” der.

Utanır birden genç. Müzisyen devam eder; “Utanma! Utandıkça rahat yaşayamazsın.” Kıyafetlerini göstererek “Görmüyorsun ben kimseden utanıyor muyum! Başkaları benim bu halimden utansın!”

Delikanlı neye uğradığını şaşırır. Tokat gibidir adamcağızın lakırdıları… Eve gider düşünür uzun uzun… Acıdığı adamın kendisine böyle bir karşılık vereceğini hiç düşünmemiştir. Aradan zaman geçer. Delikanlı bu adamcağızı İstanbul’un münferit yerlerinde kah işkembecide, kah kuytu meyhanelerde, kah Yenicami arkasında, kah Çemberlitaş’ta görür… Hatta bir arada Ali Emiri’nin Kütüphanesi’nden kitap okurken görmüştür ki şaşkınlığı katbekat artmıştır.

Delikanlı, edebiyata heveslidir, bir şiir karalar o müzisyen için… Dönemin mecmualarının birinde “Dehâyi Mensi” diğer bir deyişle “unutulan deha” ismiyle bu müzisyeni kaleme alır. Sonra kulağına gider bu müzisyenin. “Kim yazdı bunu?” diye sorar soruşturur; sonunda bulur ve bu şiiri yazan gençle tanışmak ister. Buluşurlar, o an müzisyen anlar ki vakti zamanında kendisine acıdığı için para vermek isteyen genç tam karşısındadır. Şiiri pek beğendiğini, duygulandığını söyler. Akabinde bu delikanlı ile müzisyen arasında sıkı bir dostluk başlar.

Müzisyen son döneminde inzivaya çekilir, kimseyle görüşmez. Üstü başı kirlidir ama çevresindeki insanların ruhları daha kirlidir. Küser hayata, küser insanlara… Çok değil, bir süre sonra da göçer gider bu dünyadan… Delikanlı sevdiği bu müzisyenin öldüğünü duyunca çok üzülür. Arkadaşı Fuad Şinasi bir kağıt verir delikanlıya… “Nedir bu?” diye sorar delikanlı. Şinasi “Müzisyenin son şiiri” der. Okur delikanlı;

“Artık yaşam için yetişir bunca kırgınlık,

Dinlenmek isterim ki kader yorgunuyum

Artık vücudu boş, gönlü boş, düşü boş,

Dünyada şimdi ben de bir fazla ağırlığım”

“Ölümün titrettiği elle kalemini kalbine birikmiş zehre batırıp yazdığı veda şiiri” olarak betimler bunu genç adam. Aklına düşer işte o gün; acıdığı için para vermek istediği müzisyenin o yanıtı; “Utanma! Utandıkça rahat yaşayamazsın”

Bu mısra destur olur delikanlı için, hayatını ona göre yaşar. Utanılacak işler yapmaz. Büyük görev üstlenir ilerleyen senelerde. Ama sonu da o müzisyen gibi olur. Ha, ne mi olur? Haksızlığa uğrar, yaptığı o büyük işlerden el çektirilir, memleket için açtığı okullar kapatılır. O da inzivaya çekilir, çünkü çevresi pistir ve malum son… O da göçer gider bu dünyadan.

“Müzisyen” diye anlattığım kişi Neyzen Tevfik’tir. Ona acıdığı için para vermek isteyen delikanlı ise meşhur Şair Can Yücel’in babası; Köy Enstitüleri’nin açılmasını sağlayan, klasikleri dilimize çeviren, en uzun Milli Eğitim Bakanlığı yapmış “Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi” Hasan Ali Yücel’dir.

 

 

 

 

Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. https://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   https://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Okey Oyna ankara chat istanbul chat