Dolar 38,4435
Euro 43,7038
Altın 4.079,85
BİST 9.374,73
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 24 °C
Hafif Yağmurlu

Iyi Kalplerin Yükü / Yalçın Sevim

Iyi Kalplerin Yükü / Yalçın Sevim

“Herkesin yükü, yalnızca kendisi tarafından taşınabilir.”

İyi kalplere dair çok şey söylenir, ama belki de en doğru söylemeyi beceremediğimiz şey, onlara ne kadar ağır bir yük yüklendiğidir.
Kalbin iyiliği, bazen insana huzur verir gibi görünse de, aslında onu taşıyan kişiyi çokça yorar. İyi olmak, sürekli başka insanların dertlerine omuz vermek, hayatın zorlukları karşısında bir umut ışığı olabilmek, zaman zaman bir çileye dönüşür. Çünkü her iyi kalp, kendi kırıklıklarını bir kenara bırakıp başkalarına yardım ederken, bazen farkına varmaz: Her taşın altına girdiğinde, biraz daha ezilir.
Yükü ağır olur iyi kalplerin, çünkü dünyada pek çok şeyi kendi üzerine alırken, onları hafifletmeye çalışırken, ne yazık ki kendi yükleriyle yalnız kalır. Ve o yalnızlık, bir zaman sonra içsel bir huzursuzluğa dönüşür. “İyi olmalı mıyım?” diye soran çok olur. Herkesin içinde birer küçük iyi kalp vardır elbette, ama bazen, o kalp ne kadar iyi olursa olsun, dünya ona o kadar acımasız olur. Yalnızca, iyi olma yükü taşıyanlar bunu en iyi bilir.
Ve o kalplerin ne zaman bir gün kendilerine dönme hakkı bulduğunda, çoğu kez yorgun düşerler. Belki de bu yüzden, her iyi kalp bir süre sonra kendini biraz geriye çekme ihtiyacı hisseder. İyi olmanın ne kadar zorlayıcı bir şey olduğunu anlamak, bazen bir insanı farklı bir hale getirir. Zor olanı seçmek, kolayca kırılmak yerine, en zor zamanlarda bile ayakta kalmaya çalışmak, bir erdem değil, aynı zamanda bir çaba gerektirir.
İyi kalpler, başkalarına her zaman kendilerini vermek zorunda hissettikleri için, kendilerine zaman ayıramazlar. Oysa kalbin de dinlenmeye ihtiyacı vardır. Herkesin yükü, yalnızca kendisi tarafından taşınabilir. Birini hep kaldırmak, kendini hiç kaldıramamak anlamına gelir. Fakat insanın içindeki o iyilik duygusu, sadece başkalarına değil, aynı zamanda kendisine de şifa verecek şekilde olmalı. Çünkü iyilik, önce kendine yapılmalıdır. Eğer kalp kendi yükünü hafifletmek için önce kendisine sahip çıkmazsa, başkalarına nasıl umut verebilir ki?
Bir insan, başkalarının acılarıyla yüklenirken, kendi acılarını unutabilir. Ancak o acılar, bir gün o iyi kalbin içinde birikmeye başlar ve en beklenmedik anda patlar. Kalp, ancak kendi içsel dengeyi bulduğunda, başkalarına gerçekten bir şeyler verebilir. İyi kalp, önce kendisine barış getirmeli, sonra dışarıdaki dünyaya ışık olmalıdır. Ancak o zaman yükü daha hafif olur.
Zihnimizdeki en derin yaralar, belki de hiç kimsenin görmediği yerlerde açılır. Ve bu yaraların iyileşmesi, önce onları kabul etmekle başlar. Bir kalp, hem kırılabilir hem de yeniden doğabilir. Belki de iyiliğin en büyük gücü, kırılmadan ve yorulmadan sevebilmekte, kendini sürekli yenileyebilmekte yatar.
Yükü ağır olur iyi kalplerin. Ama bir gün, o yükün içindeki anlamı bulduklarında, o ağır yük, yerini derin bir huzura bırakır. Çünkü iyi kalplerin en büyük gücü, içlerindeki karanlıkları aydınlatabilme yeteneğidir. Bu güç, hep var olmalıdır. Ve bir gün, iyi kalplerin kalmadığını düşündüğümüzde, aslında onların hiç kaybolmadığını, sadece biraz geri çekildiklerini fark ederiz. İçimizde, bir köşede, her zaman bir iyilik saklıdır.
YALÇIN SEVİM

Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   http://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.