Türk Edebiyatının melankolik prensesi…
Nilgün Marmara, intiharıyla edebiyat dünyasını ve sevenlerini melankolisine gergefleyen şair kadın. Nilgün Marmara’nın ölümü üzerine bir çok söz söylendi bu gidişi adlandırma yarışı ile. Kimi “ün” için yapılan bir intihar derken kimi de şımarıklık olarak değerlendirdi. Bu adlandırma yarışına en güzel cevabı Nilgün Marmara’nın ardında bıraktığı şiirleri verdi belki de.
Nilgün Marmara… Türk Edebiyatının melankolik prensesi… İntiharıyla edebiyat dünyasını ve sevenlerini melankolisine gergefleyen şair kadın. Nilgün Marmara’nın ölümü üzerine bir çok söz söylendi bu gidişi adlandırma yarışı ile. Kimi “ün” için yapılan bir intihar derken kimi de şımarıklık olarak değerlendirdi.
Bu adlandırma yarışına en güzel cevabı Nilgün Marmara’nın ardında bıraktığı şiirleri verdi belki de.
Herkes ayrı bir ağızdan yorumlarken ölümünü o sessizce “Ben babamın yuvarladığı çığın altında kaldım” diyordu.
Yazmış olduğu şiirleriyle kendine özgün bir çizgi oluşturan Nilgün Marmara, Amerikan Edebiyatında tanıdığımız Sylvia Plath’inde ülkemizdeki bir yansımasıydı bir yerde.
Boğaziçi Üniversitesinde yüksek lisans yaparken araştırdığı ve etkilendiği Sylvia Plath. Nilgün Marmara’nın edebiyatındaki mihenk taşlarından biri olduğu biliniyor.
Sylvia Plath’in hüznünde kendini görüyordu, hüznü büyüyor ve yollar hacimleniyordu. Hacimlenen hayat; ağırlığıyla boğuyordu şairi…
Ölümünün ardından arkadaşları tarafından yayımlanan Daktiloya Çekilmiş Şiirler kitabıyla tanınan Nilgün Marmara, İngiliz Dili ve Edebiyatı eğitimi aldığı Boğaziçi Üniversitesi’nde bitirme tezini Sylvia Plath üzerine yazdı.
Şair, 30 yaşında intihar eden Plath’ın yolundan giderek 29 yaşında intihar etti.
Eserleri feminist klasikler arasında gösterilen Sylvia Plath, yazarlık serüveni boyunca, ileri derecede manik depresif rahatsızlıktan mustarip oldu.
Ünlü İngiliz şair Ted Hughes ile yaptığı fırtınalı evliliğin son dönemlerinde 30 yaşındayken yaşamına son veren Plath’ın, Türkçesi Can Yayınları tarafından yayımlanan Sırça Fanus adlı eseri rahatsızlığının izlerini taşıyan yarı-otobiyografik bir eser özelliğine sahiptir.
Emel’e “Ben babamın yuvarladığı çığın altında kaldım.” Çolak mırıltılarla dövmelenen çocuk her gün her gece eğer adasında, Gözü ağzı elinden alınmış, yosunlar sarmış bedenini çığlıklarken bunu su içinde… Karada, hançer suratlı abinin rüzgarında uçar adımları. Geçmiş ilmeğinde saklıdır arzusu İçinden karanlık, tekrar ve ilenç sızdıran hayret taşında. Soruyor hatırasında, “sırtımda ve sırtında gezinen bu ürperti kim, bir damla süt yerine bu ağu kim?” ay gözüyle bakmayan kavruk akıllara -boy atmış da salgıları, cücelmiş sezgileri- bir yanılgı rehavetinde debelenenlere… Ey, yüzleri bir babakuş gölgesine çakılmış olanlar, Üzgün adım, ileri marş!
Ama enine olmayı tercih ederdim.
Ben kökünü toprağa batırmış bir ağaç değilim
Taşları ve o ana sevgisini emen
Bu yüzden büyüyemiyorum parlak yapraklara her nisan,
Bir çiçek tarhının güzelliği de olamadım ne yazık ki
Sanki özenle boyanmış ve kendi payına düşen hayranlarını kabul eder gibi,
Pek yakında bütün yapraklarından birer birer döküleceğini bilmeden.
Benimle karşılaştırılırsa, ölümsüz sayılır bir ağaç
Ve bir çiçek o kadar uzun boylu değildir belki, ama kalkışmanın anlamını bilir.
Bense ömrünü bir ağacın, cesaretini istiyorum bir çiçeğin.
Bu gece, yıldızların o sonsuz incelikte ışıkları altında,
Ağaçlarla çiçekler serin kokularını serperlerken havaya.
Aralarında yürüdüm, hiçbiri farkıma varmadan.
Uykuya dalmadan düşünürüm de bazen
Ben de onlar gibiyim aslında
Düşüncelerim bulanır sonra.
Uzanıp yatmak, daha doğal geliyor bana.
Sınırı olmayan sohbet yürürlüğe girdiği zaman, gökle aramızda.
Ve son kez uzanıp yattığımda bir gün ben asıl o zaman yararlı olacağım:
O gün ağaçlar bana bir kez olsun dokunabilecek ve benimle ilgilenecek vakti olacak çiçeklerin
İşte intihar eden edebiyatçılar listesi…
Virginia Woolf (1882-1941)
Cesare Pavese (1908-1950)
Sadık Hidayet (1903-1951)
Yukio Mishima (1925-1970)
Nilgün Marmara (1958-1987)
Tezer Özlü’nün intihar etmediği, yaşamını kanserden yitirdiği (1943-1986) iddia ediliyor.