Yaşanmışlıklardan geriye kalanlar

|Robert Pekoz|
Kendimi yeteri kadar sevmedim belki de…
Sevmedim gerçekten.
Sevgimi sorguluyorum.
Sevgi neydi acaba? diye soruyorum kendime.
Belki benim, belki de insanın en büyük eksiği budur.
Kendimi sevseydim eğer, her zorluğa rağmen direnirdim kendime karşı. Ama hiç kabullenemedim yaşadıklarımı. Kabullenemezdim, zira ben hep kendimi ayrıcalıklı bir yerlere koymuşum. Kendimi diğerlerinden ayırmışım farkında olmadan. Çok zaman yanılmışım ve bunu anlamakta gecikmişim. Bu hisle başarısızlığımı beni böyle dağıtan yoksa iyi niyetimden mi kaybedişlerim.
İncitilmiş yüreğim sevgiye aralıydı. Geçmişle gelecek arasında sevgi köprüleri kurmak isterdim. Ne var ki o kırgınlıklar içimde, bir acı olarak kaldı. İçime akıttım gözyaşlarımı. Öfke ve acılarımı gömdüm bir bir.. Bilmeden kalbimi kapatmışım. Güzel olan ne varsa yok saymışım. Gönlümü ezik türkülerle avutmuşum. Acılar geçmiş kalsa da ruhum ve benliğimin muhasebesi bitmedi hiç. Geriye dönmek imkansız artık. Her neyse, iyisi ve kötüsüyle yaşandı ve bitti.
Teorik olarak çok şey bilmeme ve anlamama rağmen, gitmek isteyenler çoktan koptu benden. Kimi bir şeyler alıp götürdü, kimi kalıcı izler bıraktı ve gitti.
Dönüşü yoktu bu yolun. Bir yanımı hep ona ait sandım. Ona ömrümü bağlamıştım bir kere. Düş ve hayallerimde yaşattım ve bağladıkça ona asıl gerçeği göremedim. Biraz daha kapattım kalbimin görünmeyen kapılarını kendime.
Geçmişin izleri bir yara gibi içimde durur hala…
Her kırgınlığı içime attım ve bitti.
Yaşadığım hüzün ve sıkıntıları ruhuma bıraktım acılarıyla…
Geçmişe döndüm yüzümü, geleceği un ufak ettim.
Hiç kolay değildi hayat. Yaşanmamışlıkların acısı içimde bir sancı gibi durur. Yine de acılara gülüp geçtim. Kendime karşı hem acımasız hem de öfkeli… Yalnızlık zehirden bir meydi. Kalbim herkesten önce bana kapalı; hem de sevgilere aralıydı. “Oğlum, geçmişi geçmişte bırak, bırak hatıralarda kalsın” diyemedim.
Gitmek isteyenler çoktan çekip gittiler. Bir yanım varsın gitsin derken, seven yanım kal diyemedi.
Hayat bir muammaydı aslında. Biraz da yaşadığım anın önemini anlayamadım. Yaşam varla yok arasında olsa da gelecek günlerde umut aramadım. Geçmiş ise düşlerde kadı. Oysa gün bu gündü. Şu an’dı ve hemen şimdi…
Her acıdan bir ders almak, her güzelliği hayata geçirmek vardı. .
Geleceğin bir garantisi yok biliyorum, ama yaşama karşı umudum var hala. Her şeye rağmen içimde çocuksu bir heyecan var
Hayallerim var; büyük düşlerim, uykusuz gecelerim…
Meçhul bir zamanı beklemiyor gibiyim.
Nerede başlar ve nerede nihayet bulur zaman?
Kim olacak yanımda, kim tutacak yüreğimden, kim bakmaya kıyamayacak gözlerime.
Ya sen, Sen açacak mısın kalbinin kapılarını korkusuzca bana. Sende kendini terk etmişliğe bir son verecek misin? Tutacak mısın karanlıkta bıraktığın o kimsesiz çocuk ellerinden? Çok mu zor bunu yapman? Sen bu kadar mı vazgeçtin kendinden? Ya geç kalırsan benim gibi? Yıllar sonra kendine yaptığın haksızlığa hayıflanmak boşuna.
Doğrular doğrultusunda yol almak çözüm değil
Kıramadığımız kalemde asılı duruyoruz.
Kalem, işimizin bitmediğini anlatıyor.
Bak bir tanem, dışarıda bahar havası esiyor.
Taze ve canlı bir rüzgarın esmesine kapatma kendini.
Yaşamın tüm heyecanı sarmış mevsim…
İnan ki güzelim mevsim senden daha delikanlı.
Her şeyin güzelini yaşıyor doya doya ve korkusuzca.
Ben geç kaldım, ama sen geç kalma yaşama.
Düşlerimin izini sür.
Güzel olan ne varsa tut ve bir daha bırakma.
Yaşamak her yaşta güzeldir .
Varla yok arsında erişilmez çiçek..