Yıpranma payı / Yelda Karataş

“Kırmızı, yıpranma payı en uzun renk, hele dost hançeri girince Marmara boğazı’na öyle kıvrak.”
Her şeyin yıpranma payını hesaplamalı mümkün mertebe insan
Aşkın Türk filmi buse yıpranmasına uğratır Feride’nin naylon kalbini
– Türk filmlerinin yıpranma payı olmadığını mümkün mertebe hatırlamalı-
Çocukluğumuzu zindan eden çokbilmiş amca ve teyzelerin kasabalı yataklarında aşındırdıkları evliliklerin kar paydasından hala dönüyor dünyanın başı
Bir beyaz ay doğduğunda yüz bin yıldır aynı şefkati terennümle aşındırarak katlederler bir delikanlının geleceğini
Kırmızı yıpranma payı en uzun renk hele dost hançeri girince Marmara boğazı’na öyle kıvrak
Artık sırttan vurmuyorlar anında Macbeth göz içine baka baka
Mavi suyun yıpranma payı ne olabilir ki: Vurgun yemiş martının ak kanadı kadar
– Mümkün mertebe şairin ve dostun sahtesinden uzak durmalı acıtır ömrü-
En yoğun aşındırma vatan sevgisiyle Sakarya’dan geçebilir mesela
Ama Sakarya da yıpranmaz mı bunca salya sümük arasında
– Emeğe inanarak yürümeli mümkün mertebe insan-
‘ey bu topraklar için toprağa düşmüş ‘ devrimciler, asker postallarının da yıpranma payı var
-Hiç durmadan alaşağı etmeli bütün mertebeleri ve aşındırmadan öpmeli her gerçeği
Yelda Karataş
UMUT GÜNLÜKLERİ