Yosun ve küf / Necdet Arslan

Yankılar doğruyoruz
Avucumuzda sakladığımız deniz feneri için
.
Yarım bıraktığın şiirler gönderiyorsun
Dudaklarındaki titremelere yapışık
.
Sokağın ışıklarını soluyor kıyı
Upuzun bir sessizlik içinde mezarlar açılıyor
ötelerde.
saçlarında bir hiddet ne diyorsun belli değil.
.
Sana ait bir koku
İnim inim inletiyor rüyalarımda tenimi
Kök salıyor derinliklerinde bela çiçekleri
.
Tuzlanıyor tümseğin kıyısındaki çimenler
Yakınıma düşüyor birden sesin
.
Suların şarkısı sonlanıyor başını alıp gidiyor ay
Şakiler bağdaş kurup oturuyorlar mavilerin orta yerine
.
Ölüm de dirim de
Ruhumu yakmak için bahse girişirken
Sen kısa dalgalar gibi ağlıyorsun
.
Uzanıp kulağına bir şeyler söylemeye
Can atıyorum kurtlu güneşin…
.
Çırpınmak yasak
Susacak mıyız
Egede iki komşu körfez gibi
.
Bilmiyorum işte
Bil
–mi
—yo
—–rum…
Necdet Arslan
Çöźümlemeler / Necdet Arslan
Battı batıyor gece
Karanlığa bakarak konuşmak
doğru değil .ne ki mecburum buna
Sen daha kuvvetli çal viyolayı
Kendinden yola çıkması zor gelir
bazen insana.
Öteden nağmeler yapıştıkça
duvarlara kendimi kusmayı
daha çok istiyorum.
Beceriksiz değilim aşkta.şaka olsun
türünden söylemiyorum bunu.
Bir düş dağına çarpabilir bazen aşk.
Bakma böyle söylediğime
Dizelerim sadece imge olmaktan
yana açıyor tezgahını.
Namussuz bir görüntü vermek
istemiyorum yaşama.
Sol yanımda durmadan aynı kıpırtı.
Satsam olmaz atsam olmaz.
Neler söylüyordum durup durup ben
Sevmeyi ve zamanı
kırık bir çizginin üstüne seriyorum.
Ay doğar birazdan.
Soluklan istersen.
Bir yudum daha çek buz gibi şaraptan…
Ben defterlerimin sayfalarını
karıştırmaktan yanayım.
Kafa yormaya değmez bu yazgı
dolambaçları…
Sağ yanım sol yanımla savaşta.
Dilimde ciddi bir tutukluluk hali.
Hasar tespiti yapmak için erken…
.
Necdet Arslan