Beyin Gökten Geniştir | Emily Dickinson

Büyük bir Japon bilgesi, deniz kenarında kumlar üzerinde oturmuş, meditasyon halindedir. Delikanlının biri, ona yaklaşır ve der ki:
– “Lütfen beni öğrencin olarak kabul et.”
Bilge, parmağıyla kumların üzerinde düz bir çizgi çeker;
– “Çizgiyi kısalt” der.
Genç, avuçlarıyla çizginin yarısını siler.
Bilge der ki:
– “Git, öğren de gel!”
Aradan bir ay geçtikten sonra delikanlı tekrar gelir. Bilge, yine bir çizgi çizer:
– “Kısalt!” der.
Delikanlı, bu kez çizginin yarısını avucu ve dirseğiyle kapatır. Bilge, onu da kabul etmez:
-Git, öğren de gel!
İki ay sonra delikanlının yanına geldiğini gören Bilge, tekrar kumların üzerine bir çizgi çeker ve onu kısaltmasını ister.
Delikanlı:
– “Çok düşündüm ama bulamadım. Siz kısaltın!”
Bilge, çizginin yanına daha uzun bir çizgi çeker:
– “Şimdi kısaldı.” der…
Bu hikaye, Japon kültüründe gelişmenin, ilerlemenin yolunu gösteren sırlardan biridir. Düşmanlığa ve diğer insanlarla boğuşmana hiç gerek yok, çünkü sen olgunlaşıp ilerlediğinde onlar kendiliğinden yenilgiye uğrar, geride kalırlar…
Beyin gökten çok daha geniştir,
Yan yana koyarsan ikisini,
Beyin kendi içine rahatça
Sığdırır hem göğü, hem seni.
Beyin denizden çok daha derin,
Belki masmavi denizin dibi,
Ama beyin onu hemen emer
Kova dolduran süngerler gibi.
Beyin, Tanrı ağırlığına denk,
Kaldır, dirhem dirhem tart istersen,
Sanki değişik görünürler mi
Hece nasıl değişikse sesten?
Emily Dickinson
(1830 – 1886 )
….