
Geçtiğimiz haftalarda üst üste iki az sayfalı kitap okudum. Tesadüfen iki kitap arasında büyük benzerlikler vardı.
İlk kitap bu yazı için konu olarak seçtiğim
Babam Aşık Olunca, diğer kitap ise
Bir Sürgünün Anıları.
Londra’da yaşayan yazar / şair Dursaliye Şahan, Londra sanat dünyasında önde gelen isimlerden. Toplumsal sanat etkinliklerinde çok faal olan bir yazar, şair, gazeteci. Birçok etkinliklerinden de organizatörü aynı zamanda. Moderatörlük yaptığı etkinliklerin sayısı hayli kabarık. Çok takdir ettiğim, kitaplarını beğeni ile okuduğum bir yazar. Özellikle
Tottenham Boyshttp://Tottenham Boys kitabı üzerimde çok derin etki bırakan bir kitap oldu.

Dursaliye Şahan
Babam Aşık Olunca romanını bir tiyatro oyununda bana imzalayıp hediye etti. Gururlandım. Roman 85 saydan ibaret. Ama Türkiye’nin yıllardan beri kanayan yaralarını bu kadar az sayfaya o kadar ustalıklı bir şekilde aktaran bir kitap okumadım desem abartmış olmam doğrusu.
Kitabın konusunu yazardan dinleyelim:
Dünyanın en sıradan insanı. Hayal kuracak vakti olmamış hiç Zaten hayal kurmayı bilmiyor ki, öğrenmemiş!
Önüne gelene “kısmet” diyerek boynunu bükmüş. Bildiği tek şey sürekli ama sürekli çalışmakmış.
Başka türlü karnını nasıl doyuracaktı? Mesleği de yoktu ki.
Limon satarak başlamış işe. Zaman çabuk geçmiş. Onun tanımadığı duymadığı birileri, “Ankara’da halktan biri, sıradan bir yüz olsun” demişler.
Hayatında ilk kez bir seçimde oy kullanmış, o seçimle de Meclis’e ışınlanmış…
“Vekilsin artık!” dediklerinde, “Kimin vekiliyim ağa?” demiş. Hiç bilmediği bir iş!
“Bilmen gerekmiyor” demişler, rahatlamış. Ama bu yetmezmiş gibi bir de âşık olmuş!
Hayatında ilk kez yaşadığı bir duyguymuş, ona çok yabancıymış, kapılmış.
Ama ne büyük aşk! Çoluğum çocuğum var dememiş, varını yoğunu satmış.
Elini bile dokunmadığı bir kadın yüzünden dünyaya rezil olmuş.
Sadece kendisini de rezil etmemiş, vekili olduğu ülkesini de rezil etmiş.
Limon satıcısı iken milletvekili olan Efendi Öztürk’ün hikayesi 12 yaşındaki oğlunun ağzından aktarılıyor. Yalın ve sürükleyici bir dille anlatılan Efendi ve ailesinin öyküsü bazen güldürüyor, bazen dudaklarda acı bir tebessüm bırakıyor.
Yazımın başlangıcında ayrıca “Bir Sürgünün Anıları” isimli kitabı da aynı zamanda okuduğumdan bahsetmiştim. Özellikle 50-55 yaş üzeri kitap kurtları bu kitabın yazarının ismini hemen bilmişlerdir. Tabii ki Aziz Nesin. Ben bu iki kitap arasında paraleller buldum. Dursaliye
Şahan’ın Babam Aşık Olunca kitabını okuyunlar bu kitap ile Aziz
Nesin’in kitapları arasında paraleller bulacaklar mı, merak ediyorum.