Günün Kitabı /Körlük /José Saramago

Körlük (Portekizce özgün adı: Ensaio sobre a cegueira), Portekizli yazar José Saramago’nun 1995 yılında yazdığı alegori, bilimkurgu, gerilim ve psikolojik bir romandır.
Roman, 1998 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi olan Saramago’nun en ünlü eserlerinden birisidir.
Kitap, ilk olarak 1999’da Türkçeye çevrilmiştir. Konusu, körlüğün salgın bir hastalık gibi yayıldığı bir toplumda korku ve paniğin hâkim olması sonucu ahlaki değerlerin çökmesidir. Kitaptaki olaylar, adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir şehrinde geçmektedir.
Romandaki hiçbir kahramanın adı yoktur, herkes sıfatları ile anılmaktadır. Nokta ve virgül dışında hiç noktalama işareti olmadan yazılmıştır.
Kitapta, şiddetli erotik ortam, erkeklerin kadınların gitmesine izin verdiği sabah vaktinde sona erer.
Saatlerce erkekten erkeğe geçen, her türlü tecavüze uğrayan kadınlar koğuşlarına dönerler.
İnsanlar, bu ve benzeri şeylerle insanlık onurunu yitirmeye başlar: Bir oto hırsızının, zaten kimse görmüyor diye koyu renk gözlüklü genç kızı arzulayıp onun göğüslerine teklifsizce dokunması; tuvalet bulma konusunda zorluk çeken körlerin, zaten kimse görmüyor diye rastgele bir yerlere pislemesi ve her tarafın pislik içinde kalması; doktorun eşinin kocası olan göz doktorunun, bir gece ansızın yatağına giren koyu renk gözlüklü genç kızı istemsizce kabul edip onunla birlikte olması bunlardan sadece birkaçıdır. Sonradan içeriye giren gözü siyah bantlı yaşlı bir körün yanında getirdiği bir el radyosu, oradaki insanlara her şeyi normalmiş gibi hissettirir.
Bir hafta sonra tekrar ortaya çıkan erkek çetesi, bu sefer diğer koğuştaki kadınları kendilerine alıp onlara da aynı tecavüzleri yapar. İşlerin dozu iyice artınca ve içine eziyet girince, işler çığırından çıkar. Her şeyi gören ama kör gibi davranarak görmezden gelen doktorun eşi, çete liderini, bir köşede bir kadına zorla oral seks yaptırdığı anda makas yardımıyla öldürür. Çete liderinin ani ölümünden sonra tam bir kaos ortamı doğar ve isyan çıkar. Doktorun eşi, tam da isyan sırasında başlayan yangından yararlanarak binanın kapılarını körlere açar ve karantinadaki insanların kurtulmasını sağlar.
Karantinadaki körler dışarı çıktıklarında herkes salgına tutulduğunu anlar. Körlük, korku ve kaos tüm şehre, hatta tüm ülkeye yayılmıştır. Beyaz kör çeteleri, bir lokma yemek bulmak için birbirlerini öldürmektedir.
Doktorun eşi, birkaç kişi ile birlikte evine gidip eski yaşamını ve kuralları hatırlamaya başlar ve yavaş yavaş her şey eski hâline döner. İlk kör olan kişiden başlayarak herkes aniden kör olduğu gibi aniden görmeye başlar.